Güvenlik Kamerası Nerelere Takılmaz? İnsan Davranışını İzlemenin Görünmeyen Psikolojisi Bir psikolog olarak insan davranışlarını anlamaya çalışırken, gözlemin ne kadar güçlü ama aynı zamanda ne kadar kırılgan bir süreç olduğunu sıkça düşünürüm. Gözlemin olduğu yerde bilinç devreye girer, doğal olan değişir. Güvenlik kameraları da bu dinamiğin modern bir uzantısıdır: insanın hem güvenlik arayışı hem de mahremiyet sınırları arasındaki gerilim hattında duran bir göz. Peki, güvenlik kamerası nerelere takılmaz? Bu soru yalnızca hukuki değil, aynı zamanda bilişsel, duygusal ve sosyal psikolojinin merkezinde duran bir meseledir. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: İzlenme Algısının Zihinsel Etkileri Güvenlik kamerası, bireyin davranışını gözle görülmeyen bir biçimde değiştirir. Bilişsel…
6 YorumKategori: Makaleler
Gümüş Sarı Olur mu? Kültürlerin Işığında Renklerin Antropolojisi Kültürlerin birbirine benzemez hikâyelerini anlamaya çalışan bir antropolog olarak her zaman şu soruyla başlarım: “Bir toplum bir rengi nasıl görür?” Renkler yalnızca estetik tercihler değildir; ritüellerin, inançların, kimliklerin ve aidiyetlerin taşıyıcısıdır. Bugün bu çerçevede, basit ama derin bir soruya odaklanacağız: Gümüş sarı olur mu? Bu soru, yalnızca kimyasal bir olasılığı değil, kültürlerin anlam üretme biçimlerini de sorgulamamıza olanak tanır. Renklerin Antropolojik Dili Renk, insanlığın ortak ama farklı dillerde konuştuğu bir semboldür. Gümüş soğuk, zarif ve teknolojik çağrışımlar taşırken; sarı sıcak, neşeli ve yaşam dolu bir enerjiyi temsil eder. Bu iki rengin birleşimi…
8 YorumKâmet Getiren Kişiye Ne Denir? Tutku, Köken ve Geleceğe Bakan Bir Yolculuk Küçük bir caminin avlusundan süzülen o tanıdık çağrıyı hatırlıyor musun? Ezanın ardından, cemaatin kalp atışını hızlandıran, “namaz başlıyor” diyen o kısa, güçlü daveti… Kâmet işte bu: anı toplar, kalpleri hizaya sokar, adımları safa doğru çeker. Peki kâmet getiren kişiye ne denir? Günlük dilde cevabı yalın: müezzin. Çoğu yerde kâmeti müezzin getirir; küçük cemaatlerde bazen imam, tek başına kılan kişi ise kendisi. Ama bu kadarla bırakmak haksızlık olur—çünkü kâmetin dili, tarihi ve ruhu bir araya geldiğinde, sıradan bir “başlangıç sinyali”nden çok daha fazlası çıkar karşımıza. Kâmet Nedir, Adhan’la Farkı…
Yorum BırakDuaların Kabul Olduğu Nasıl Anlaşılır? Tarihsel Bir Perspektiften Manevi Yolculuk Bir tarihçi olarak geçmişin yankılarını bugünün kalp ritmiyle birleştirmeye çalışırken, insanlığın değişmeyen bir yönüyle sık sık karşılaşırım: dua. Zamanın ötesine uzanan, kelimelerin ötesinde bir dil… Savaş meydanlarında askerlerin sessiz yakarışlarında, bir annenin çocuğu için gökyüzüne çevirdiği ellerde, bir dervişin gecenin sessizliğinde tekrarladığı isimlerde hep aynı titreşim vardır: Kabul olma umudu. Ama asıl soru şudur: Dua nasıl kabul olur, ya da kabul olduğu nasıl anlaşılır? Geçmişte Duanın Anlamı: Göğe Açılan Eller, Yere Basan Ayaklar Tarihin ilk dönemlerinden beri insanlar, görünmeyene seslenme ihtiyacı duymuştur. Mezopotamya tabletlerinde tanrılara sunulan yakarışlardan, Antik Yunan’da Delfi…
8 YorumTarihçinin gözüyle düşünürsek, diziler de toplumun aynasıdır: Bir dönemin ruhunu yakalayan, sosyal dönüşümleri yansıtan, bazen büyük kırılmalarla kapanan birer kültürel ifade biçimidir. “Bir gün ışığı” gibi bir dizi hakkındaki soru — “Bitti mi?” — yalnızca ekran takibi değil, zamanla, beklentilerle ve kamuoyunun hâl değiştiren duyarlılıklarıyla kurulan bir kroniğin sorusudur. Şimdi bu soruyu hem izleyicinin bakışıyla hem de medyanın dinamikleriyle birlikte ele alalım. “Bir Gün Işığı” Ne Demektir, Hangi Dizi? İlk olarak belirtmek gerekir ki Türkiye’de yakın dönemde “Bir Gün Işığı” başlıklı yaygın bilinen bir dizi yok. Ancak “Bir Küçük Gün Işığı” adlı dizi oldukça popülerdi. [1] Bu yüzden, izleyici arasında…
Yorum BırakŞubat Neden 4 Yılda Bir 28 Çeker? Toplumsal Zamanın Anatomisi Zaman, insanın toplumsal düzenle kurduğu en eski anlaşmalardan biridir. Takvim, bu anlaşmanın yazıya dökülmüş hali gibidir: bir toplumun zamanı nasıl anlamlandırdığını, doğayla ve birbirleriyle ilişkisini nasıl düzenlediğini gösterir. Benim gibi, bireylerin davranışlarıyla toplumsal yapılar arasındaki o görünmez ağları çözmeye çalışan biri için “Şubat neden 4 yılda bir 28 çeker?” sorusu, yalnızca astronomik bir merak değildir. Bu sorunun ardında, güç ilişkilerinden cinsiyet rollerine kadar uzanan derin bir sosyolojik hikâye saklıdır. Takvimin Toplumsal Kodları: Zamanın İktidarla Dansı Takvim, sadece zamanı ölçmek için değil, toplumu düzenlemek için de oluşturulmuştur. Roma İmparatoru Julius Caesar…
Yorum BırakKanseri Tetikleyen Yiyecekler Nelerdir? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Bakış Hepimiz sofraya oturduğumuzda önümüzdeki tabağın sağlığımızla doğrudan bağlantılı olduğunu biliriz. Ama çoğu zaman “zararlı” ya da “sağlıksız” kavramlarını kulaktan dolma bilgilerle değerlendiririz. Oysa mesele sadece ne yediğimiz değil; nerede, nasıl, hangi kültürel alışkanlıklarla yediğimizle de ilgilidir. Bu yazıda, kanseri tetikleyebilecek yiyecekleri hem küresel hem de yerel ölçekte ele alırken, farklı toplumların bu konudaki bakış açılarını da keşfedeceğiz. Küresel Perspektif: Yeme Alışkanlıklarının Evrensel Tehditleri Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre dünya genelinde kanser vakalarının yaklaşık %30’unun beslenmeyle ilişkili olduğu düşünülüyor. Bu da soframızdaki seçimlerin düşündüğümüzden çok daha büyük bir etkiye sahip olduğunu…
Yorum BırakBir Psikoloğun Gözünden: Uzayın Rengini Düşünmek İnsan davranışlarını anlamaya çalışan bir psikolog olarak, bazen gözlerimi gökyüzüne diker ve düşünürüm: Uzay ne renktir? Bu soru ilk bakışta fiziksel bir merak gibi görünür, ama aslında zihnin derinliklerine açılan bir kapıdır. Çünkü “renk” yalnızca bir görsel deneyim değil, aynı zamanda bir duygusal ve bilişsel yansımadır. Gözle gördüğümüzle zihinle algıladığımız arasındaki fark, tıpkı insanın iç dünyası ile dış gerçeklik arasındaki uçurum gibidir. Bu yazıda, uzayın rengini psikolojik bir mercekten inceleyeceğiz — bilişsel algıdan duygusal tepkilere, sosyal yansımadan varoluşsal anlamlara kadar. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Zihnin Renk Algısı İlk olarak, bilişsel psikoloji açısından bakıldığında, renk algısı…
Yorum BırakMeltem Cumbul Kaç Yaşında? Ekonomik Perspektiften Yaş, Değer ve Üretkenlik Üzerine Bir Analiz Bir ekonomist olarak dünyayı her zaman aynı temel mercekten okurum: kaynakların sınırlılığı ve seçimlerin sonuçları. İnsan yaşamı da bu denklemin en kişisel hâlidir. Her bireyin zamanı sınırlıdır, her tercih bir fırsat maliyeti taşır. Bu bağlamda “Meltem Cumbul kaç yaşında?” sorusu, yalnızca biyolojik bir veri değil; aynı zamanda üretkenliğin, tecrübenin ve kültürel sermayenin ekonomik döngü içindeki yerini anlamamıza imkân veren bir sorudur. Çünkü yaş, hem birikmiş emeğin hem de geleceğe dair potansiyelin simgesidir. Meltem Cumbul’un Yaşı ve Kariyer Sermayesi Meltem Cumbul, 5 Kasım 1969 doğumludur; bu da onu…
Yorum BırakKudümsüz Kelimesinin Anlamı Nedir? Varlığın ve Değerin Sınırlarında Felsefi Bir Yolculuk Bir filozofun bakışıyla dünyaya yöneldiğimizde, kelimeler yalnızca iletişim araçları olmaktan çıkar; varlığın anlamını taşıyan simgelere dönüşür. Kudümsüz kelimesi de bu derinliğe sahip, hem dilsel hem de metafizik bir yankı taşır. Bu kelimeyi duyduğumuzda, ilk his belki bir eksiklik, bir kutsallıktan yoksunluk olur. Ama gerçekten de öyle midir? “Kudümsüz” olmak, sadece kutsallıktan mahrum kalmak mıdır; yoksa insanın kendi anlamını Tanrı’nın, toplumun veya ideolojinin dışında kurma cesaretini mi temsil eder? Kudümsüz: Dilin Köklerinde Anlamsal Bir Yansıtma Kudümsüz kelimesi, Arapça kökenli “kudüm” (kutsallık, yücelik, manevi değer) sözcüğünden türemiştir. “Kudümsüz” ise bu yücelikten,…
Yorum Bırak